12 Ekim 2008 Pazar

"Enerji tasarrufu şart"



TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Sedat Gülşen, ''Enerjiyi doğru kullanmamız gerekiyor. Elektriği yaşam standartlarımızdan taviz vermeden verimli bir şekilde kullanmamız mümkün'' dedi.
Türkiye'de elektrik enerjisinin yaklaşık yüzde 35'inin konutlarda tüketildiğini, bu nedenle bireysel tasarrufun büyük önem taşıdığına işaret eden Gülşen, şunları kaydetti: 

''Konutlarda ya da sanayide enerjiyi verimli kullanmak, enerji bedelinin pahalı olmasından kaynaklanmamalı. Maddi verim en önemli etken değil. Enerji verimliliği, bir insanın yaşam biçimi olmalı." 


''A SINIFI BEYAZ EŞYALARDA DÜZENLEMEYE GİDİLMELİ'' 


EMO İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Gülşen, konutlarda düzenli yararlanılan aydınlatma faktörleri, beyaz eşyalar ile küçük ev aletlerinin uygun kullanılması durumunda, Türkiye genelinde etkin elektrik verimliliği sağlanabileceğini anlattı. 

Konutlarda tüketilen enerjinin yüzde 35'inin buzdolabı kullanımından kaynaklandığını hatırlatan Gülşen, buzdolabı alırken imkanlar dahilinde A enerji sınıfı ürünlerin tercih edilmesinin büyük önem taşıdığını vurguladı. 

A enerji sınıfındaki beyaz eşyaların diğer sınıflara oranla yüzde 40 tasarruf sağlayabildiğine işaret eden Gülşen, ''Burada devlete düşen nokta, konutlardaki eski buzdolapları yerine yeni buzdolabı kullanımını yaygınlaştırmak. Bunun için de diğer sınıflarla arasında yüzde 35 civarında fiyat farkı bulunan ürünleri ekonomik hale getirmek gerekiyor'' diye konuştu. 


''ELEKTRİĞİ UCUZ SAATLERDE KULLANMAK ZORLAMA BİR ÇÖZÜM'' 


EMO İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Gülşen, Türkiye'de en fazla elektrik tüketiminin 17.00-22.00 saatleri arasında gerçekleştiğine işaret ederek, elektrik kullanımının tüm güne yayılması amacıyla konutlarda elektrik enerjisi bedelinin tarifelere göre farklılık gösterebildiğini bildirdi. 

Standart dışı tarifelere göre, 17.00-22.00 saatlerinde kullanılan elektrik enerjisi bedelinin günün diğer saatlerine göre pahalı olduğunu vurgulayan Gülşen, şöyle konuştu: 

''22.00-07.00 saatleri arasında bedel ucuz oluyor. Söz konusu tarife için sayacın elektronik olması ve bu tarifeye geçebilmek için dilekçeyle başvurulması gerekiyor. Ancak insanlar mesaileri bittikten sonra evlerinde günlük hayatını devam ettiriyor. Belirli saatlerde elektrik tarifesinde değişikliğe gitmek ve insanların yaşam standartlarını değiştirmek doğru değil. Bunun doğru bir yöntem olmadığını, enerjinin daha ucuz ve sürekli şekilde verilmesi gerektiğini söylüyoruz. Bu durum ancak enerji planlamasıyla oluşabilir. Elektriğin santraldeki üretiminden konutlardaki tüketimine kadar geçen aşamanın planlanması mümkün. Elektriği farklı tarifelerle ucuz saatlerde kullanmayı kolaycı, zorlayıcı ve geçici çözümler olarak değerlendiriyoruz.'' 


ELEKTRİK FİYATLARINDAKİ ARTIŞLAR 


Gülşen, elektrik enerjisi bedelinde yılda 4 kez artışa gidilmesini öngören düzenlemeyle yıllık zam oranının yüzde 65'leri bulduğunu, Ocak 2009'da yapılacak zamla bu oranın yüzde 100'e ulaşacağını öne sürdü. 

2009'dan itibaren enflasyon rakamlarının üzerinde zamlar yapılacağını savunan Gülşen, sözlerini şöyle sürdürdü: 

''Artık EPDK'nın öngördüğü sistemle zamlardan kurtulmak mümkün değil. Dünyadaki çalkantılı durumlar nedeniyle petrol ve doğal gaz fiyatları suni olarak artıyor olsa da fiyatlardaki düşüş Türkiye'ye yansımadı. Artık bu döngüden kurtulmak mümkün değil. Enerji konusunda yaşanan sıkıntılardan kurtulmak için mevcut sistemi iptal ederek, yeni bir enerji planlamasına geçmek gerekiyor. Geçen sene 230 kilovat enerji tüketen bir konut 36 YTL elektrik faturası ödüyordu. Bu rakam bugün 60 YTL oldu. Dünyanın en pahalı elektrik enerjisini kullanıyoruz. Bu durum sanayiciyi rekabet edemez hale getiriyor. Konutlarda ise enerjiyi verimli kullanmaktan ziyade dürüst vatandaşlar için kısıntı ve kesintiyi, dürüst olmayanlar içinse uygun olmayan enerji kullanımına, kaçaklara heden oluyor.'' 

Hiç yorum yok: