28 Eylül 2008 Pazar

Yenilenebilir Enerji Kaynakları 2-Jeotermal enerji

Makalemin 2.bölümünde diğer bir yenilenebilir enerji çeşiti olan jeotermal enerjiden bahsetmek istiyorum.
Jeotermal yer altından gelen ısı anlamına gelmektedir.Yer kabuğunun çeşitli derinliklerinde birikmiş ısının oluşturduğu kimyasallar içeren sıcak su,su buharı ve çeşitli gazlardır.Jeotermal enerjide jeotermal enerjiden ve bunların oluşturduğu enerjiden doğrudan veya dolaylı olarak faydalanmayı kapsamaktadır.
Jeotermal kaynaklar bir çok alanda kullanılmaktadır.Bunlar şu şekilde sıralanabilir;
  • Elektrik enerjisi üretimi
  • Merkezi ısıtma,Merkezi soğutma,Sera ısıtması gibi uygulamalarda
  • Proses ısısı temini,Kurutma işlemleri gibi endüstriyel amaçlı kullanımlar
  • Karbondioksit,gübre,lityum,ağır su,hidrojen gibi kimyasal ve minerallerin üretiminde
  • Termal turizm de kaplıca amaçlı kullanım
  • Düşük sıcaklıklarda (30 c Civarı)kültür balıkçılığı
  • Mineral üretilen içme suyu üretimi
gibi amaçlarla kullanılabilmektedir.
Yenilenebilir,Sürdürülebilir ve Tükenmez bir enerji kaynağı olması,Türkiye gibi jeotermal açıdan şanslı ülkeler için özkaynak teşkil etmesi,temiz çevre dostu olması,sıfıra yakın emisyona sebebiyet vermesi,konutlarda tarımda sera ısıtmasında ve benzeri alanlarda çok amaçlı ısıtma uygulamaları için ideal şartlar sunması,rüzgar,yağmur,güneş gibi metorolojik şartlardan bağımsız olması,kullanma hazır niteliği fosil yakıtlara ve diğer enerji kaynaklarına göre çok daha ucuz olması arama kuyularının doğrudan üretim tesislerine ve bazende reenjeksiyon alanlarına dönüştürülebilmesi,yangın,patlama ve zehirlenme gibi risk faktörleri taşımadığından güvenilir olması gibi bir çok özellik sıralabileceğinden büyük avantajlar sağlamaktadır.
Ayrıyetten ülkemiz Jeotermal Enerji kullanımında Dünya'nın 7. Avrupa'nın 1.ülkesidir.

26 Eylül 2008 Cuma

Yenilenebilir Enerjiler-Güneş Enerjisi

Yenilenebilir enerji,sürekli devam eden ve doğal yollarla oluşan işlemlerdeki var olan enerji akışından elde edilebilen enerjidir.Bu kaynaklar güneş ışığı,rüzgar,akan su ve jeotermal olarak tanımlanabilir.Genel olarak yenilenebilen enerji kaynağından alınıp kullanılan enerjinin kaynağın yanında çok küçük kalmasıdır.Yani güneş enerjisini kullandığımızda kullandığımız enerji güneşin enerjisinin yanında çok küçük kalmasıdır.Fosil yakıtları göz önüne aldığımızda yenilenebilir enerjinin ne kadar önemli olduğu ve gelecekte sadece yenilenebilir enerjiye muhtaç olucağımı kaçınılmaz bir sonuçtur.

Modern Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını şu şekilde sıralayabiliriz.
  • Güneş enerjisi
    • Jeotermal enerji
  • Rüzgar enerjisi
  • Su gücü (Hidrogüç)
  • Biyoyakıtlar
    • Sıvı biyoyakıtlar
    • Katı biyokütle
    • Biyogaz
  • Küçük ölçekli enerji kaynakları
    • Piezoelektrik
    • Termoelektrik
    • Elektromanyetik radyasyon
Makalemin 1.bölümünde güneş enerjisinden söz etmek istiyorum.
Güneş Enerjisi
Güneş enerjisi en büyük yenilenebilir enerji kaynağıdır.Güneş ten gelen ışınlar elektrik enerjisine çevrilerek kullanıma sunulabilmektedir.
Güneş Enerji Santralleri
Güneşten gelen enerji parçacıklarını elektrik enerjisine çeviren santrallerdir.Hesap makinelerinde kullanılan güneş pillerinin büyükleri bu santrallerde kullanılmaktadır.Güneş pilleri fotovoltaiktir.Üzerine gelen güneş ışınlarını elektrik enerjisine çevirirler.Bu pillerin ana maddesi kristal silisyum ve galyum arsenittir.Güneş enerji santralleri yapıp işletme maliyetleri ve verim açısından karlı değillerdir.Bu gerekçeyle yaygın olarak kullanılmamaktadırlar.Doğaya zararın 
minimum olması açısından geleceğin enerji üretim sistemlerinden birisidier.
Fransade güneş enerjisinin farklı bir biçimde kullanıldığı güneş enerji santralleri bulunm
aktadır.Bu santralde odakları kesişecek şekilde çukur aynalar ve bu çukur aynaların ışığını destekleyen düz aynalar mevcuttur.Ayna odaklarının kesişim noktasında bir su havuzu bulunmaktadır.Güneşten aldığı ışığı odak noktasında birleştiren aynalar odak noktasında 1700 C'ye varacak ısı toplamaktadır.Bu ısı buhar enerjisine ordan,buhar tribünleri ile elektrik enerjisine çevrilmektedir.Yakıt maliyeti sıfır dır.
Güneş Enerjisinin Kullanım alanları

Trafik işaret lambalarında;
Trafik işaret lambalarının enerji ihtiyaçlarını karşılamak için güneş enerjisinden yararlanılmaktadır.
Trafikteki tüm lambalar güneş enerjisi ile çalışmaz.Güneş enerjili trafik lambaları genellikte şebekeden uzak alanlarda kullanılır.Lambanın üzerinde bulunan güneş pili hem lambaya ışık verir hemde fazla enerjiyi gece kullanmak üzere batarya ya depo eder.

Evlerin elektrik ihtiyacının karşılanmasında;
Evlerin çatılarına yerleştirilen güneş panelleri(güneş pilleri)büyüklükleri oranında elektrik üretirler.Üretilen elektirik çevreye zarar vermez ve paneller nerdeyse hiç bakıma ihtiyaç duymadan senelerce çalışırlar.





Cep telefonlarının şarj edilmesinde;
Cep telefonları gibi taşınabilir cihazların şarj edilmesinde güneş enerji
pilleri kullanılmaktadır.






Bahçe aydınlatmasında;
Üst bölgelesinde güneş pili barındıran lambalar gece boyunca ışık yayarak
masrafsız aydınlatma sağlar.






Sıcak su üretilmesinde;
Çatılara yerleştirilen kollektörler sayesinde güneşin ısıtma etkisinden
yaralanılarak su ısıtılmaktadır.Isıtılan su evin sıcak su ihtiyacının tamamını
karşılayabilir.





Ayrıca güneş enerjisi ile;
  • Sokak aydınlatmalarında
  • Güneş arabalarında
  • Uçaklarda
  • Hesap makinelerinde
  • Saatlerde
  • Yapay uydularda
  • Güneş kulelerinde
  • Yemek pişirilmesinde
  • Soğutma sistemlerinde
  • Giysi veya çantalarda taşınabilir cihazların devamlı kullanılabilmesi için kullanılmaktadır.



10 adımda daha az karbondioksit


Prof. Dr. Muammer Kaya'dan atmosferdeki karbondioksit seviyesini azaltacak 10 öneri:

1) Bir kere kullanılıp atılabilen ürünler yerine tekrar kullanılabilen ürünler seçin. Atık miktarı azaltın. Bir ailenin ev atıklarının yarısının geri dönüşümü yılda 1200 kilogram karbonmonoksit tasarrufu sağlar. 
2) Duvar ve çatı izolasyonu, kapı ve pencere sızdırmazlığı, ısıtma ve soğutma maliyetini yüzde 25 azaltabilir. 
3) Uyurken ve ev dışındayken sıcaklığı azaltın. 
4) Ampullerinizi tasarruflu ampullerle değiştirin. 
5) İmkanınız varsa daha az ve daha akıllı otomobiller kullanın. Daha az araba kullanma daha az gaz emisyonu demektir. 
6) Enerji verimliliği yüksek ürünler tercih edin. Araba ve elektrikli ev eşyası alırken enerji verimliliği yüksek ürünler seçin. 
7) Daha az sıcak su kullanın. Bir aile daha az sıcak su kullanarak yılda 250 kilogram karbonmonoksit tasarruf sağlar. 
8) Gereksiz ışık ve lambaların kapatın. Kullanılmayan cihazlar prize takılı veya beklemede tutmayın. Kullanılmayan suyu boşa akıtmayın. 
9) Ağaç dikin. Fotosentez esnasında ağaçlar ve diğer bitkiler karbonmonoksidi emer. Bir ağaç ömrü boyunca bir ton karbonmonoksit emer. 
10) Enerji kayıplarını belirleyin. Daha az enerji faturası ödemek için kaçakları önleyin.


Isınma hızlanıyor


Karbondioksit salımını ölçen "Global Carbon Project" tarafından yayımlanan 
"Carbon Budget and Trends 2007" başlıklı raporda, Kyoto Protokolü çerçevesinde 
birçok ülkenin karbondioksit emisyonunu denetlemesine karşın, salımın 2000'den bu 
yana 1990'lara oranla dört 4 kat hızlı arttığı bildirildi. 
Fosil yakıtların bu artışa önemli katkı sağladığı kaydedilen raporda, 
küresel ısınmaya neden olan ve insanların yarattığı karbondioksit çıktısının 
yarısından fazlasının Hindistan ve Çin tarafından üretildiğine dikkat çekildi. 
Rapora göre, atmosferdeki karbondioksit oranı 2006'da yıllık 1,8 ppm 
(milyonda bir) iken, 2007'de yılda 2,2 ppm'ye yükseldi. 2000-2007 arasında 
ortalama yılda 2 ppm olan bu oranın, önceki 20 yıllık sürede yılda 1,5 ppm olduğu 
belirtildi. 
Atmosfere karbondioksit salımının yarısından fazlasının gelişmiş ülkelerden 
geldiği belirtilen raporda, dünya nüfusunun yüzde 80'ini barındıran gelişmekte 
olan ülkelerin 1751'den beri toplam emisyonun yalnızca yüzde 20'sinden sorumlu 
olduğu ve 800 milyon kişinin yaşadığı dünyanın en yoksul ülkelerinin toplam 
emisyondaki payının yüzde 1'in altında kaldığı ifade edildi. 
Projenin yöneticisi Pep Canadell, emisyonlardaki artışın yüzde 60'ından 
Çin'in sorumlu olduğunu, ABD'nin de ikinci en büyük karbondioksit salan ülke 
olduğunu söyledi. 
Avustralya Adelaide Üniversitesinden İklim Değişikliği Araştırmaları 
Enstitüsü yöneticisi Barry Brook, emisyonlardaki hızlı artışın dünyanın tahmin 
edilenden daha hızlı ısınabileceği anlamına geldiğine dikkati çekti. 
Halen 380 ppm olan karbondioksit yoğunlaşmasının daha önce tahmin edildiği 
gibi 2040'a kadar değil 2030'a kadar 450 ppm olabileceğini belirten Brook, ancak 
öngörülen tarih ne olursa olsun, 450 ppm karbondioksidin 2 derecelik küresel 
ısınmaya yol açabileceğini, bunun da olumsuz sonuçları olacağını kaydetti. 


25 Eylül 2008 Perşembe

"Kömürle ilgili 10 gerçek"


 
Dünyadaki korbondiyoksit kirliliğinin yaklaşık üçte birinden kömürlü termik santraller sorumlu. Ancak ne yazık ki kömürün tek suçu iklimi değiştiren en tehlikeli fosil yakıt olması değil. Kömürün yaratacağı trajedi bundan çok daha fazlası. 
Kömüre bağımlı ülkeler yüzünden gezegenimizin iklimi hızla değişiyor. Türkiye de bir çoğu ithal kömürle çalışacak 40 kömürlü termik santral nedeniyle bu bağımlı ülkelerden biri olmaya aday. Ancak kömüre bağımlı olan ülkeleri bekleyen bazı acı gerçekler var. Toprağın ve suyun zehirlenmesi, olası asit yağmurları ve erozyon bunlardan sadece bir kaçı... 

İşte Kömürle ilgili 10 acı gerçek: 

Kömür iklim değişikliğine neden olan en tehlikeli yakıttır. 
İçerdiği yüksek miktardaki karbon nedeniyle termik santrallerde kömür kullanmak en çok karbondioksit kirliliğine yol açan enerji üretim şeklidir. Tüm dünyada kömür santrallerinden sadece bir yılda 7 milyar ton karbondioksit salımı gerçekleşmektedir. 


  • Acı Gerçek 1: Bu miktar dünyadaki yıllık karbondioksit salımlarının %41’ini oluşturur. Ayrıca kömür madenciliği de, karbondioksitten 20 kat güçlü olan metan gazının açığa çıkmasına neden olur. 
    Kömür santralleri cıva kirliliğine sebep olur. 
    Civa insan vücuduna ciddi zararlar veren ve nesilden nesile geçebilen bir nörotoksindir. 
    Civa bölgedeki su kaynaklarının kalitesinin düşmesine neden olur. Toprağı zehirler ve besin zincirine karışarak sayısız ölümcül hastalığa sebep olur. 

  • Acı Gerçek 2: Kömür santralleri yılda 1450 metrik ton yani %50’lik bir payla civa kirliliğinin en büyük sebebidir. 
    Kömür, asit yağmurlarına sebep olur. 
    Asit yağmurlarında ortaya çıkan duman tüm ekosistemi yok edebilir. Orta Avrupa’da kömür santrallerinin etrafında çok geniş alanları kapsayan orman kayıpları kaydedilmiştir. Birçok kömür santrali bulunan Çin’de 487 şehrin %54.5’ünde asit yağmuru gözlendi. Asit yağmurları ayrıca insanlarda astım ve akciğer kanseri başta olmak üzere sayısız hastalığa sebep olur. 
  • Acı gerçek 3: Kömür santralleri asit yağmuruna sebep olan kükürtdioksit ve azotoksit’in açığa çıkmasına neden olur. 
    Kömür, küçük partiküller ve radyasyon yoluyla gerçekleşen hastalıkların kaynağıdır. 
    Kömür yakmak zararlı partiküllerin ve radyasyonun açığa çıkmasına neden olur. Bu parçacıklar akciğer fonksiyonlarında azalma, astım, kardiyovasküler rahatsızlıklar ve bebek ölümlerine sebep olur. 
  • Acı Gerçek 4: Yatağan’ın 50 köyünün 34’ünde radyasyon miktarının insan sağlığının kabul edebileceği sınırın çok üzerinde, küllerin atıldığı bölgelerde ise 19 kat daha fazla olduğu belirtilmiştir (Keskin ve Mert, 2002). Solunum sistemi hastalıkları Yatağan’da Muğla merkezine oranla iki kattan daha sık görülmektedir (TTB, 2000). 
    Kömürün yanması sonucu açığa çıkan atık zehirlidir. 
    Kömür yakıldığında ortaya çıkan artıklar ağır metaller ve zehirli maddeler içerir. Örneğin, insan sağlığına veya çevreye zarar verebilecek miktarlarda arsenik, kadmiyum, krom ve kurşun bulunabilir. Bu kirleticiler içme su kaynaklarına, yüzey su gövdelerine, bitkilere veya hayvanlara ulaştığında riskler meydana gelir. 
  • Acı Gerçek 5: Kısırlık, kanser, prostat ve solunum sorunları, kardiyovasküler ve nörolojik hasarlar, hipertansiyon, işitme bozukluğu bu maddelerin sebep olduğu hastaliklardan sadece bir kaçı. 
    Kömür tatlı su kaynaklarını azaltır. 
    Kömür santrallerinden yayılan zehirli maddeler bölgedeki tatlı suyu kirletir. Kömür madenciliği ise asit maden kanalizasyonu (AMD) yoluyla su kirliliğini tetikleyen nedenlerinden biridir. AMD; minerallerin oksijen ve suya maruz kalması sonucunda oluşan ve ağır metal içeren atık sudur. Bu zehirli su sızdığında sadece yeraltı sularını değil toprağı da zehirler. 
  • Acı Gerçek 6: Kömür santrallerinin kuraklığa sebep olmasının yanı sıra kömür madenciliği de her gün tahmini 70 milyonla, 260 milyon galon su gerektirmektedir. 
    Kömür madenleri yaralanmalara ve ölümlere yol açar. 
    Kömür madenciliği yerel halk ve madenciler üzerinde de olumsuz etkilere sahiptir. Kömür madenciliğinin yol açtığı ölümler tahmin edeceğinizden kat kat fazladır. Örneğin Çin’de 2006 yılında 3.000’e yakın kömür madeni kazası gerçekleşti. 
  • Acı Gerçek 7: Bu kazalar 4.700 insanın ölümüne yol açtı. Ülkemizde ise sadece Zonguldak’ta 1955-2006 yılları arasında 2.670 işçi öldü, 319.792 işçi ise yaralandı. 
    Kömür madenciliği erozyona neden olur. 
    Madencilik alanının yüzeyindeki bitki örtüsü yok edilir. Bu durum toprak erozyonunu tetikler. Açık kömür madenciliğinde yeraltındaki kömürün zayıf bağlantı yerlerine ulaşabilmek için dağların tepeleri patlatılır. Yeraltı madenciliği de çökebilecek yeraltı boşluklarına sebep olur. 
  • Acı Gerçek 8: Bu nedenle bölgede tarım potansiyelinde azalmaya sebep olur, akıntı rezervlerinde depolama kapasitesinde kayıplara yol açar, azalan nehir kanal kapasiteleri yüzünden sel baskınlarını artar bu da beraberinde erozyonu tetikler. 
    Kömür elektrik üretiminde verimsizsizdir ve çok fazla toplumsal maliyeti vardır. 
    Diğer fosil yakıtlarla karşılaştırıldığında kömürün daha ucuz olduğu düşünülür. Oysa kömürün gizli maliyeti üçüncü kişilere yüklenen toplumsal maliyetlerden kaynaklanır. Aslında, kömürün gerçek maliyeti yerel topluluklar üzerine yüklediği sağlık problemleri, tarıma verdiği zararlar, su kaynaklarının azalması gibi sorunları içermektedir.
  • Acı Gerçek 9: Türkiye’deki kömür rezervleri çoğunlukla linyit olarak sınıflandırılmaktadır; linyit en düşük karbon içeriğine ve en yüksek nem oranına sahip kömür türüdür. Kirletme oranı çok yüksektir ve enerji değeri çok düşüktür. Bu kömür santrallerini daha az verimli hale getirir, elektriği daha pahalı konuma getirir ve toplumsal maliyetleri arttırır. 
    Kömür fiyatları petrol fiyatlarına bağlı olarak sürekli artmaktadır. 
    Yani, kömür ithal etmek çok anlamsızdır. Kömür ticaretinde önemli bir faktör, %70 oranla taşımacılıktır. Petrol fiyatlarının artışı, taşımacılıkta kullanılan yakıt olması dolayısıyla kömür fiyatlarını da arttırmaktadır. 
  • Acı Gerçek 10: Küresel piyasalarda, 2000-2006 yılları arasında kömür fiyatları ikiye katlanmıştır. Mayıs 2007 ile Mayıs 2008 arasında Avrupa’daki peşin fiyat metrik ton başına 70 ABD Dolarından 150 Dolara yükselmiştir. 
    40 yeni kömür santralinin yapımıyla ülkemizin bu acı gerçekleri yaşamasına izin vermeyelim. Henüz çok geç değil. Greenpeace’in enerji ve iklim kampanyasına vereceğiniz destek bizi daha da güçlendirecek ve çok geç olmadan gezegenimizin değişen iklimini, kirlenen havasınıı, zehirlenen suyunu ve toprağını korumamıza yardım edecek. Hem enerji ihtiyacımızı karşılayacak, hem iklimi kurtaracak hem de daha ucuza mal olacak bir enerji planımız zaten var: Enerji [D]evrimi. 
Greenpeace Akdeniz

Küresel ısınma nedir?


Küresel ısınma,küresel kaos,yokoluş,insanoğlunun kendini yoketmesi...Küresel ısınma kısaca insan tarafından salınan gazların atmosferde sera etkisi yaratıp dünya atmosferinde vede okyanuslarda görülen sıcaklık artışıdır.50 yıldır ölçülebilir bir şekilde artış yaşanmıştır.
Sera Gazları nedir?
Dünya atmosferi çeşitli gazlardan oluşmaktadır.Küçük miktarda da asal gazlar bulunmaktadır.Güneşten gelen ışılar atmosferi geçerek yeryüzünü ısıtır.Atmosferdeki gazlar sıcaklığın bir kısmını tutarak ısıyı tutar ve kayba engel olur.Atmosferin ısıyı tutma yeteneği sayesinde suların sıcaklığı dengede kalır.Böylece denizlerin ve okyanusların donması engellenir.Bu şekilde oluşan atmosferin ısıtma ve yalıtma etkisine sera etkisi denir.
Başlıca sera gazları;
%37-70-Su buharı
%9-26-Karbondioksit
%4-9-Metan
%3-7-Ozon 'dur.
Su kaynaklarının kıtlığıda önemli bir konu oluşturmaktadır ve bu konuda alabileceğimiz bir çok küçük önlemle büyük tasarruf sağlanabilmektedir.
Peki engellemek için neler yapabiliriz?
  • Rüzgar ve Güneş gibi alternatif enerji kaynaklarından yararlanılmalıdır.
  • Enerji dostu ampüller kullanılmalıdır.
  • Televizyonlar,bilgisayarlar v.b elektronik aletler bekleme konumunda bırakılmamalıdır.
  • Doğru ışıklandırma kullanılmalı.
  • Klima yerine vantilatör kullanılmalı.
  • Evler ısı kaybına karşı yalıtılmalı.
  • Eşyalar radyatörleri kapatmayacak şekilde yerleştirilmeli.
  • Diş fırçalama,bulaşık yıkama,traş,el yıkama vb esnasında musluk açık bırakılmamalıdır.
  • Daha az su tüketen sensörlü musluklar yeni teknoloji klozetler kullanılmalıdır.
  • Damlayan musluklar,akan tesisatlar ve tesisatlarımızdaki kaçaklar mutlaka engellenmelidir.
  • Hortuma sulama ve yıkama yapılmamalı.
  • Toplu taşıma araçları kullanılmalıdır.
  • Kısa mesafeleri arabalarımızla gidiceğimize yürümeyi veya bisikletle gitmeyi tercih etmeliyiz.
  • Uzun duraklamalarda kontak kapatılmalıdır.
  • Geri dönüşülemeyen ürünler satın alınmamalıdır.
  • Başta pvc olmak üzere plastik ambalajdan kaçınılmalıdır.
  • Şişe,kavonoz gibi cam ürünler tercih edilmelidir.
  • Alışverişlerde plastik poşet yerine geri dönüşümlü kağıtlardan yapılan keseler yada örme keseler kullanılmalıdır.
Hepimizin dünyamızı korumak için yapıcağımız en ufak bir tasarrufun bile çok önemli olduğunu unutmayalım...